a-thrust teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- thrust
- {f} into (bir şeyi) (başka bir şeyin içine) sokmak: He thrust his right hand into his pocket. Sağ elini cebine soktu
- thrust
- {f} it
- thrust
- (Askeri) Taarruz, atak
- development thrust
- gelişim hamlesi
- fold and thrust belt
- (Jeoloji) kıvrım ve itki kuşağı
- idle thrust
- (Havacılık) boşta itme kuvveti
- investment thrust
- yatırım hamlesi
- lateral thrust
- yanal basınç
- reverse thrust
- ters tekpili
- stuck
- şaşırıp kalmış
- stuck
- mahsur kalmak
Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
- I don't want to be stuck in an office all day.
Evde mahsur kalmaktan bıktım.
- I'm sick of being stuck at home.
- stuck
- mahsur
Kar fırtınasından dolayı Tom Boston'da mahsur kaldı.
- Because of the snow storm, Tom was stuck in Boston.
Onlar dört saat boyunca asansörde mahsur kaldılar.
- They were stuck in the elevator for four hours.
- thrust
- batırmak
- thrust
- iğneli laf
- thrust
- sıkıştırmak
- thrust
- (Spor) vuruş
- thrust
- dayamak
- thrust
- tıkmak
- thrust
- zorla (bir duruma) sokmak
- thrust
- dürtüş
- thrust
- batırma
- thrust bearing
- basınç yatağı
- thrust into
- tutuşturmak
- thrust into
- saplamak
- clutch thrust bearing
- debriyaj baskı bilyası
- lateral thrust
- yanal itiş
- rapier thrust
- iğneli söz
- rock thrust
- yerey basıncı
- rock thrust
- arazi basıncı
- stuck
- yapışmış
Ona yapmamasını söylememe rağmen o düşüncesine yapışmış.
- He stuck to his opinion though I told him not to.
Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
- The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
- stuck
- takılmış
Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum.
- I want to try and get a fish bone stuck in my throat.
- stuck
- saplanmış
Tom'un arabası çamura saplanmış.
- Tom's car is stuck in the mud.
Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
- Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.
- stuck
- {f} sapla
Tom bir trafik sıkışıklığında saplanıp kaldı.
- Tom got stuck in a traffic jam.
Tom'un arabası çamura saplandı.
- Tom's car got stuck in the mud.
- thrust
- saplamak
- thrust
- itmek
- thrust
- sokmak
- thrust
- dürtmek
- thrust at someone
- kılıçla hamlede bulunmak
- thrust bearing
- sürtünmeyi yenme
- jostle, thrust
- itişmek, itme
- push, thrust, drive; move forward
- İtme itme, sürücü; taşımak ileri
- rock thrust
- arazi basıncı, yerey basıncı
- thrust away
- uzağa itme
- thrust bearing
- Büyük düşey hidrodinamik yükler için taşıyıcı yatak (kaymalı yatak)
- thrust block
- basınç yatağı, taban yatağı
- thrust down
- aşağı itme
- thrust fault
- bindirme fayı
- thrust force
- itme kuvveti
- thrust forward
- ileri itme
- thrust horsepower
- çekiş beygirgücü, tepki beygirgücü
- thrust on
- itme üzerinde
- thrust one's way
- ite kaka
- thrust out
- itme dışarı
- thrust shaft
- baskı mili
- thrust upon
- itme üzerine
- thrust washer
- baskı pulu, sirast pulu, eksenel yatak pulu
- apparent thrust
- (Havacılık) şaft trastı
- augmented thrust
- (Havacılık) yükseltilmiş itme gücü
- axial thrust
- eksenel itme
- cushion thrust
- (Havacılık) hava yastığı tepkisi
- dual thrust
- (Askeri) ÇİFT ÇEKİŞ (HV. ): Bir füzenin aynı tahrik kısmından faydalanan iki tahrik maddesi danesinden aldığı bir roket çekiş gücü. Çift çekiş tekniği; gerçekte iki kademeli (katlı) tahrik sistemi sağlar. Fazla olarak, bunda, yardımcı cihazı fırlatıp atmak ya da takviye çekirdeğini sıralı ateşlemek gibi mahzurlar olmadığı gibi, ağırlığının daha az, boyunun daha kısa ve maliyetinin daha düşük olması gibi faydalar da vardır. Bak. "dual thrust motor"
- dual thrust
- (Askeri) çift çekiş
- dual thrust motor
- (Askeri) ÇİFT ÇEKİŞLİ MOTOR: Çift çekiş elde edilmek üzere imal edilmiş son bir roket motoru. Nozül egzoz memesi sahası mekanik olarak değiştirilerek veya değişik terkip veya şekilde dane kullanılarak çekiş seviyesini ayarlamakla, tutuşturucu sevk danesi, tek hücreli bir cihaz dahilinde (single chamber unit) takviye danesiyle eşleştirilebilir. Çift hücreli bir cihazda, ayrı hücreler arka arkaya veya bir merkez etrafında tertiplenmiş olabilir. Bak. "dual thrust"
- dual thrust motor
- (Askeri) çift çekişli motor
- dual thrust rocket
- (Havacılık) çift itmeli roket
- earth thrust
- toprak itkisi
- frost thrust
- (Meteoroloji) don kabarması itkisi
- frost thrust
- (Meteoroloji) don itkisi
- jet thrust
- jet tepki kuvveti
- leveled thrust
- (Askeri) UFKİLEŞTİRİLMİŞ ÇEKİŞ, EŞİTLEŞTİRİLMİŞ ÇEKİŞ: Tank basınçlarında, burun pompası giriş deliklerinde, türbinli pompa takatinde ve çekiş hücresi performansındaki değişikliklere mukabil takati nispeten sabit bir çekiş durumunda tutan, bir programcı (programmer) veya motor kontrol cihazı ile teçhiz edilmiş bir roket güç kaynağı
- levelled thrust
- (Askeri) ufkileştirilmiş çekiş
- levelled thrust
- (Askeri) eşitleştirilmiş çekiş
- long thrust
- (Askeri) UZUN HAMLE: Kolu uzatmak ve gövdeyi ileri, vücut ağırlığını hamle yapan ayak üzerine, vermek suretiyle yapılan süngü hamlesi. Buna (long lunge) da denir
- longe
- {i} kement
- longe
- {i} at eğitme kementi
- main thrust
- (Askeri) Asıl taarruz
- passive thrust of earth
- zeminin pasif itkisi
- pound of thrust
- (Askeri) ÇEKİŞ LİBRESİ: Bir jet veya roket motorunun meydana getirdiği ve sevk gücü olarak yararlanılan bir tepki kuvveti birimi
- pound of thrust
- (Askeri) çekiş libresi
- propeller thrust
- (Havacılık) pervane çekme kuvveti
- propeller thrust
- (Askeri) pervane çekişi
- propeller thrust
- pervane tepkisi
- propeller thrust
- (Askeri) pervane itişi
- propeller thrust
- (Askeri) PERVANE İTİŞİ; PERVANE ÇEKİŞİ: Dönen bir pervanenin; içinde döndüğü hava veya suyu geriye doğru çekmek suretiyle uçağı veya gemiyi ileri doğru itiş hareketi
- propeller thrust bearing
- (Mekanik) pervane baskı yatağı
- propeller thrust ring
- pervane baskı bileziği
- reverse thrust
- (Askeri) TERS ÇEKİŞ: Hareket halindeki bir cisme, hareket yönüne ters yönde uygulanan çekiş
- rocket thrust
- (Askeri) roket çekişi
- rocket thrust
- (Askeri) ROKET ÇEKİŞİ: Bir roket motorunun, genellikle, libre ile ifade edilen çekişi. Roket çekişi, motor tarafından harekete getirilen statik ağırlığı göstermek üzere, herbiri libre olarak ayarlanmış gerilme sayaçları, çekiş dengeleme pistonları, dinamo-metreler ve yaylı terazilerden faydalanılarak bir bremze üzerinde ölçülebilir
- short thrust
- (Askeri) KISA HAMLE: Kol uzanmış, vücut öne atılmış ve ağırlık öndeki ayağa verilmiş bir vaziyette yapılan süngü hamlesi. Kısa hamle, tahminen 1 m. mesafeden yapılır
- shoulder thrust
- kürek bindirmesi/itkisi
- shoulder thrust
- omuz bindirmesi/itkisi
- strip thrust fold
- örtü kıvrımı
- stuck
- âşık
Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor.
- Bill seems to be stuck on Mary.
- stuck
- stic batır/yapış/yapıştır
- stuck
- get stuck saplanmak
- stuck
- vurgun
- stuck
- yolda kalmak
- stuck
- tutkun
- stuck
- batmak
- stuck
- yapışmış/takılmış
- the cut and thrust
- (deyim) 1. tartismada karsilikli soylenen sozler ,fikirler 2.iki rakip arasindaki cekismeler
- thrust
- (Askeri) ÇEKİŞ: Çevre atmosfer basıncı üstündeki basınç kuvvetleri unsurlarından meydana gelen bir araç sevk sisteminin bütün iç yüzeyleri üzerinde, hareket istikametine paralel etkide bulunan, hareket istikametindeki mafsala kuvvet, uçakta, pervanenin meydana getirdiği çekiş
- thrust
- {i} saplama
Peynirin içine bıçak saplamayın.
- Don't thrust your knife into the cheese.
- thrust
- {i} hücum
- thrust
- süngülemek
- thrust
- {i} itme
İtme bir roketin ne kadar itme verebileceğidir.
- Thrust is how much push a rocket can give.
- thrust
- (İnşaat) itme, dayanma
- thrust
- {f} saldırmak
- thrust
- {i} saldırı
- thrust
- itme kuvveti
- thrust
- hamle
- thrust
- {i} süngüleme
- thrust
- {i} baskı
- thrust
- thrust at someone kılıçla hamlede bulunmak
- thrust
- {i} basınç
- thrust
- {f} (thrust)
- thrust
- {i} itiş
- thrust
- {f} into -e
- thrust
- {f} hücum etmek
- thrust
- kemer veya kubbenin duvar üzerine tazyiki
- thrust aside
- kenara itmek
- thrust augmentation
- (Mekanik) baskı yükseltme
- thrust ball bearing
- bilyalı eksenel yatak
- thrust bearing
- dip yatağı
- thrust bearing plate
- (İnşaat) gezinti yatağı
- thrust block
- (Mekanik) baskı yatağı
- thrust block
- taban yatağı
- thrust buildup
- (Askeri) ÇEKİŞ OLUŞUMU: Büyük bir sıvı yakıtlı roket güç kaynağının faaliyetiyle, ateşleme safhasında başlayan ön kademede gelişen ve tam çekiş elde edildiği zaman ana kademede tamamlanan olaylar serisi
- thrust buildup
- (Askeri) çekiş oluşumu
- thrust chamber
- (Askeri) çekiş odası
- thrust chamber
- (Askeri) ÇEKİŞ ODASI: Sevk yakıtlarının sıcak gaz haline gelmek üzere harekete geçtikleri, sıcak gaz haline geldikçe, büyük bir hızla dışarı atıldıkları, böylece, sisteme moment sağladıkları bir saha
- thrust collar
- istinat rondelası
- thrust collar
- basma bileziği
- thrust collar
- (Askeri) baskı bilezeği
- thrust decay
- (Askeri) ÇEKİŞ AZALMASI: Bir roket motorunda yakıt tükendiği veya yakıt faaliyeti kesildiği zaman sevkedici çekiş gücü birden sıfıra düşmez, saniyenin küsuru kadar bir süre yavaş yavaş azalır; çekiş gücününbu derece derece azalışı ve kaybına "çekiş azalması" denir
- thrust decay
- (Askeri) çekiş azalması
- thrust effective vehicle
- (Askeri) ÇEKİŞ ETKİLİ ARAÇ: Bir hava uzay aracı hareket istikametinde, çevre atmosfer basıncı üstündeki basınç kuvvetleri unsurlarından meydana gelen ve aracın bütün iç yüzeylerine hareket istikametine paralel olarak tesir eden muhassala kuvveti
- thrust frontal area
- (Askeri) ÇEKİŞ CEPHE SAHASI: Motor performansını kıymetlendirmede kullanılan ve çekiş takati motor kesit sahasına bölünerek elde edilen bir miktar
- thrust frontal area
- (Askeri) çekiş cephe sahası
- thrust gauge
- (Askeri) itme göstergesi
- thrust horsepower
- itme beygirgücü
- thrust horsepower
- çekiş beygirgücü
- thrust in
- araya sokmak (lâf)
- thrust into
- taarruz etmek
- thrust into
- hücum etmek
- thrust level
- (Havacılık) itme seviyesi
- thrust line
- (Askeri) özel koordinatlar hattı
- thrust line
- (Askeri) baz hattı
- thrust line
- (Askeri) ÖZEL KOORDİNATLAR HATTI, BAZ HATTI: Bir harita üzerindeki noktaların mevkiini kestirmede kullanılan özel koordinatlar sistemindeki bütün koordinatların bazını teşkil eden hat. Bu hat, komutan tarafından bildirilen ve iki müracaat noktası veya bir müracaat noktası ve bir istikametle harita üzerinde tespit edilen bir hattır. Özel koordinatlar hattının bir yerinde, komutan tarafından bildirilen bir esas istikamet noktası mevcut olup, bütün koordinatlar buradan itibaren ölçülür. Noktaların-mevkii bunların esas istikamet noktasına nazaran ileri veya geri istikamete mesafeleri ve özel koordinat hattına dikey mesafeleri verilerek bulunur
- thrust link
- basınçlı bağlantı
- thrust nappe
- bindirme/itki napı
- thrust nappe
- (Jeoloji) bindirme napı
- thrust needle bearing
- (Otomotiv) eksenel iğneli rulman
- thrust o.s. forward
- kendini öne çıkarmak
- thrust o.s. on
- (birine) kendini ısrarla kabul ettirmek
- thrust one's hand into one's pocket
- elini cebine sokmak
- thrust one's nose in
- karışmak
- thrust one's nose into
- karışmak
- thrust one's nose into
- burnunu sokmak
- thrust one's way through
- ite kaka geçmek
- thrust oneself in
- karışmak
- thrust oneself in
- burnunu sokmak
- thrust oneself into
- kendini zorla kabul ettirmeye çalışmak
- thrust oneself into
- davetsiz gelmek
- thrust out hand
- el uzatmak
- thrust out one's hand
- elini uzatmak
- thrust pad
- itme pedi
- thrust pin
- (Askeri) tazyik pimi
- thrust pin
- baskı pimi
- thrust plate
- baskı plakası
- thrust reverse
- (Askeri) YÖN DEĞİŞTİRME TERTİBATI: Bir roket motoru egzozunu karşıt yöne çeviren bir cihaz
- thrust reverse
- (Askeri) yön değiştirme tertibatı
- thrust ring
- (Otomotiv) boşluk ayar segmanı
- thrust ring
- (Askeri) itme çemberi
- thrust ring
- (Otomotiv) boşluk ayar halkası
- thrust ring
- baskı halkası
- thrust ring kit
- baskı bileziği kiti
- thrust roller
- basınç makarası
- thrust runner
- (Askeri) itme kolonu
- thrust section
- (Askeri) çekiş kısmı
- thrust section
- (Askeri) ÇEKİŞ KISMI: Genel olarak, bir sevk sistemi
- thrust shoe
- itme papucu
- thrust sleeve
- (Askeri) tazyik kovanı
- thrust sleeve
- baskı manşonu
- thrust through
- delip geçmek
- thrust washer
- (Otomotiv) eksenel gezinti pulu
- thrust washer
- süspansiyon baskı pulu
- thrust washer
- boşluk ayar pulu
- thrust washer
- eksenel yatak pulu
- thrust washer
- sırast pulu
- thrust washer
- baskı rondelası
- thrust washer
- baskı pulu
- thrust washer
- taşıyıcı parça
- thrust washer kit
- baskı rondelası kiti
- thrust washer strip
- baskı rondelası şeridi
- thrust washers
- gezi ayı
- thrust weapon
- saplama silahı
- thrust weight ratio
- (Askeri) ÇEKİŞ-AĞIRLIK NİSPETİ: Motor performansını kıymetlendirmede kullanılan ve çekiş takati yakıtsız motor ağırlığına bölünerek elde edilen bir miktar, çekiş ve ağırlık ölçü birimi olarak libre kullanılmışsa, sonuç libre motor başına libre çekiştir
- thrust weight ratio
- (Askeri) çekiş ağırlık nispeti
- turbine thrust bearing
- (Mekanik) türbin baskı yatağı