Canınızı sıkmak istemiyorum.
 - I don't want to bore you.
Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
 - I don't want to bore you by repeating things you already know.
Canını sıkmak istemiyorum.
 - I don't want to bore you.
Mary oyundan sıkılmış gibi görünüyor.
 - Mary seems to be bored with the game.
Tüm öğleden sonra video oyunlarından sıkılmadın mı?
 - Do you not get bored of videogames all afternoon?
Otistik çocuklar can sıkıntısının ne olduğunu bilmezler.
 - Autistic children don't know what boredom is.
Dürüst olmak gerekirse, onun konuşmaları her zaman bir sıkıntı.
 - To be honest, his talks are always a bore.