Ben sadece hayatımda biraz daha çeşitlilik istiyorum.
- I just want a little more variety in my life.
Ülkenin bu bölümündeki dağlar çeşitlilikle doludur.
- The mountains in this part of the country are full of variety.
Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
- The company manufactures a variety of paper goods.
O, çeşitli ekinler büyüttü.
- He grew a variety of crops.
Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.
- Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit.