She watched him draw a picture.
 - O, onun bir resim çekişini izledi.
Tom tugged on Mary's arm.
 - Tom Mary'nin kolunu çekiştirdi.
Let's end all this bickering.
 - Bütün bu çekişmelere son verelim.
Marriage, in peace, is this world's paradise; in strife, this life's purgatory.
 - Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır.
Let's end all this bickering.
 - Bütün bu çekişmelere son verelim.