Birazdan yemek yiyeceğiz.
- We'll be eating soon.
Tom birazdan burada olmalı.
- Tom should be here soon.
O, kazadan hemen sonra öldü.
- He died soon after the accident.
Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.
- The news that the school had been burned down soon spread though the town.
Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
- The sooner we start, the sooner we'll finish.
Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.
- The sooner you do it, the better it is.
Az sonra çay hazırdı.
- Soon, the tea was ready.
Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
- The beautiful color of the sky soon faded away.
Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?
- Are you going back to Boston anytime soon?
Yakın zamanda eve gitmeyi planlıyor musun?
- Do you plan on going home anytime soon?
Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.
- I think you will have done all the work soon.
O yakında hastaneden ayrılacak.
- She will leave the hospital soon.