yakın zamanda

listen to the pronunciation of yakın zamanda
Türkçe - İngilizce
newly
in the near future

We wish to invite Peter to Japan in the near future. - Yakın zamanda Peter'ı Japonya'ya davet etmeyi istiyoruz.

1. not long ago, recently. 2. soon, in a short time
soon

Are you going back to Boston anytime soon? - Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?

It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon. - Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.

recently

Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto. - Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.

It happened quite recently. - O, oldukça yakın zamanda oldu.

in recent times
anytime soon
imminently
{s} lateen
yakın zamanda olma
recency
en yakın zamanda
soon
yakın zamanda