Uzun bir bekleyiş olacak.
- It'll be a long wait.
Bekleyiş nihayet bitti.
- The wait is finally over.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
Otobüs bekleyerek burada kalmaktansa yaya gitmeyi tercih ederim.
- I would rather go on foot than stay here waiting for the bus.
Carlos bir müddet bekledi.
- Carlos waited a moment.
Burada beklememen gerekir.
- You shouldn't wait here.