wartezeit

listen to the pronunciation of wartezeit
Deutsch - Türkisch
bekleme zamanı
bekleme süresi
Englisch - Türkisch

Definition von wartezeit im Englisch Türkisch wörterbuch

wait
bekleyiş

Bekleyiş nihayet bitti. - The wait is finally over.

Uzun bir bekleyişten sonra, ona kimlik olarak onun doğum belgesinin onaylı bir nüshasını alması gerektiği söyleniyor. - After a long wait in line, she was told she should get a certified copy of her birth certificate as identification.

latency
gecikme
latency
yataklık süresi
wait
wait on hizmetçilik yapmak
wait
dört gözle beklemek
wait
ziyaretine gitmek
wait
{f} kalmak

Otobüs bekleyerek burada kalmaktansa yaya gitmeyi tercih ederim. - I would rather go on foot than stay here waiting for the bus.

Otobüsü beklerken burada kalmaktansa yürümeyi tercih ederim. - I prefer to walk rather than stay here waiting for the bus.

wait
bekle

O gelene kadar burada bekleyeceğim. - I'll wait here until she comes.

Carlos bir müddet bekledi. - Carlos waited a moment.

wait
{f} servis yapmak
latency
(Fizyoloji) latans
latency
(Tıp) latens
latency
gizlilik
latency
gizli kalma
latency
{i} gizli olarak var olma
latency
(Tıp) Gizlilik, saklılık
latency
{i} henüz ortaya çıkmamış olma
wait
(fiil) beklemek, kalmak, bekletmek, servis yapmak, garsonluk yapmak
wait
(isim) bekleme, bekleyiş, pusu