tuhafça

listen to the pronunciation of tuhafça
Türkçe - İngilizce
outlandishly
strangely, unusually, oddly
in an outlandish manner; "the Bavarian was outlandishly dressed in lederhosen"
In an outlandish manner
in an outlandish manner; "the Bavarian was outlandishly dressed in lederhosen
tuhaf
strange

As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead. - Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı.

A strange marine creature was found recently. - Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.

tuhaf
odd

She's been acting odd lately. - Son günlerde tuhaf davranmaktaydı.

Odd, isn't it? We should have already arrived. - Tuhaf değil mi? Biz çoktan varmış olmalıydık.

tuhaf
bizarre

Love is a bizarre feeling that you cannot express in words. - Aşk kelimelerle ifade edemeyeceğin tuhaf bir duygudur.

Tom came up with a bizarre plan. - Tom tuhaf bir planla çıkageldi.

tuhaf
weird

I know that this is weird. - Bunun tuhaf olduğunu biliyorum.

It's weird that the mailman hasn't come yet. - Postacının henüz gelmemesi tuhaf.

tuhaf
peculiar

This milk has a peculiar taste. - Bu sütün tuhaf bir tadı var.

The surface of the peculiar object is fairly rough. - Tuhaf nesnenin yüzeyi oldukça pürüzlüdür.

tuhaf
funny

I've got a funny feeling about that guy. - O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim.

Tom had a funny look on his face. - Tom'un yüzünde tuhaf bir ifade vardı.

tuhaf
whimsical
tuhaf
unusual

Her unusual behavior caused our suspicions. - Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.

If you ask me, she's a little unusual. - Bana sorarsan, o biraz tuhaf.

tuhaf
{s} curious

But there was one curious circumstance. - Fakat tuhaf bir durum vardı.

tuhaf
{s} screwy
tuhaf
crotchety
tuhaf
comic
tuhaf
strangely

She has started acting strangely. - O tuhaf biçimde davranmaya başladı.

They're strangely close for two guys, don't you think? - Onlar iki adam için tuhaf biçimde yakınlar, öyle düşünmüyor musun?

tuhaf
kookie
tuhaf
oddly

You are looking at me oddly. - Bana tuhaf bir şekilde bakıyorsun.

Tom is behaving oddly. - Tom tuhaf bir şekilde davranıyor.

tuhaf
fanciful
tuhaf
exotism
tuhaf
screwball
tuhaf
bizzare
tuhaf
anomalous
tuhaf
exotica
tuhaf
eccentrical
tuhaf
wacky
tuhaf
outlandish
tuhaf
unaccustomed
tuhaf
outlandishly
tuhaf
offbeat
tuhaf
cranky

Tom looked very cranky in the photo. - Tom fotoğrafa çok tuhaf baktı.

Tom sounded a little cranky this afternoon. - Tom bu öğleden sonra biraz tuhaf görünüyordu.

tuhaf
queer
tuhaf
novel
tuhaf
kinky
tuhaf
singular
tuhaf
nondescript
tuhaf
freak

I can't see a freaking thing! - Tuhaf bir şey göremiyorum.

tuhaf
odd-looking
tuhaf
unnatural
tuhaf
comical
tuhaf
freakish
tuhaf
kooky
tuhaf
remarkable
tuhaf
wierd
tuhaf
quizzical
tuhaf
laughable
tuhaf
erratic
tuhaf
funny, amusing; ridiculous. T
tuhaf
twee
tuhaf
antic

I'm fed up with Tom's silly antics. - Tom'un aptalca tuhaflıklarından bıktım.

tuhaf
splay
tuhaf
How strange!/How curious!/That's odd!
tuhaf
peregrine
tuhaf
strange, curious, odd, queer
tuhaf
funny peculiar
tuhaf
strange, odd, queer, outlandish, cranky; unusual; funny, comical, ridiculous; strangely, oddly
tuhaf
flaky
tuhaf
rummy
tuhaf
droll
tuhaf
rum

Strange rumors are going around. - Tuhaf söylentiler dolaşıyor.

tuhaf
funnily
tuhaf
eccentric

We all have our own eccentricities. - Bizim hepimizin kendi tuhaflıklarımız var.

tuhaf
crotchet
tuhaf
farcical
tuhaf
{s} oddball
tuhaf
unco
tuhaf
{s} uncouth
tuhaf
fantastic
tuhaf
facetious
Türkçe - Türkçe

tuhafça teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Eğlenceli, gülünç
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Garip iş veya şey
TUHAF
(Hukuk) Garip,acaip
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) (Tuhfe. C.) Hediyeler
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Hoşa giden ve az bulunur şeyler
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Münâsebetsiz hâl
tuhaf
Alışılmamış, yabansı: "Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı."- T. Buğra. Şaşılacak, garip: "Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor."- A. Haşim
tuhaf
Güldürücü
tuhaf
Şaşılacak, garip
tuhaf
Güldürücü: "Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış."- A. Ş. Hisar
tuhaf
Anlaşılmaz
tuhaf
Alışılmamış, yabansı
tuhaf
Gülünç