to effect by gradual degrees

listen to the pronunciation of to effect by gradual degrees
İngilizce - Türkçe

to effect by gradual degrees teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

work
{f} iş yapmak

Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var. - Since I have no children, I have more time to spend doing volunteer work than parents do.

İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız. - If you want to do good work, you should use the proper tools.

work
{f} çalışmak

Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin. - If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.

Bugün çalışmak zorunda değilsin. - You don't have to work today.

work
{i} çalışma

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım. - Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim. - Before going to work in Paris I must freshen up on my French.

work
yapıt

Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir. - Darwin's work changes everything.

Şimdiye kadar Shakespeare'in üç tane yapıtını okudum. - I have read three of Shakspeare's works so far.

work
kurmak
work
tahammür etmek
work
kamçılamak
work
sökmek
work
işte

Genellikle işten ne zaman ayrılırsın? - What time do you usually get off your work?

O, işten önce kahve içer. - He drinks coffee before work.

work
mutat
work
yaramak
work
{f} çalış

Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin? - Could you explain how the dishwasher works?

O çalışırken bir kaza yaptı. - She had an accident while working.

work
{f} mayalanmak
work
{f} koparmak (para)
work
{f} sızdırmak (para)
work
(fiil) çalışmak, çabalamak, iş yapmak, işlemek, işletmek; işe yaramak; başarılı olmak; etkili olmak; meşgul olmak; seğirmek; oynamak; mayalanmak; oynatmak; koparmak (para); sızdırmak (para)
work
{f} meşgul olmak
work
{i} işyeri

Tom işyerinde bir kazada yaralandı. - Tom got hurt in an accident at work.

Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir. - Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace.

work
{f} çabalamak
work
{f} çalışmak; (birini) çalıştırmak: He works hard. Çok çalışıyor. Don't work them too hard. Onları çok fazla çalıştırma
İngilizce - İngilizce
work

The dye worked its way through.

to effect by gradual degrees

    Heceleme

    to ef·fect by gra·du·al degrees

    Türkçe nasıl söylenir

    tı ıfekt bay gräcuıl dîgriz

    Telaffuz

    /tə əˈfekt ˈbī ˈgraʤo͞oəl dəˈgrēz/ /tə əˈfɛkt ˈbaɪ ˈɡræʤuːəl dɪˈɡriːz/