O pastayı yemesen iyi olur.
- You'd better not eat that cake!
Annem doğum günüm için bir pasta yaptı.
- Mom made a cake for my birthday.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
- The gorgeous cake made my mouth water.
O aşırı para harcıyor.
- He has lots of money.
O aşırı para harcıyor.
- He has a lot of money.
Babam vakit nakittir derdi.
- My father used to say that time is money.
Benim için, vakit nakit değildir.
- For me, time is not money.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
- Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
Leyla, parası için Fadıl'ı canlı canlı yaktı.
- Layla burned Fadil alive for his money.
Mary servete konduktan sonra bir alışveriş çılgınlığına devam etti.
- Mary went on a shopping spree after coming into some money.
A cake of soap.
... OOH! CAKE. ...
... well hot cake ...