Ne, yine ekmek mi yiyorsun? Her zamanki gibi hâlâ aynı heyecan verici diyet yaşantısını sürdürüyorsun.
 - What, you having bread again? I see you're still leading the same thrilling dietary life as ever.
Onun heyecan verici olduğunu düşündüm.
 - I thought that was thrilling.
En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
 - In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
 - If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
 - My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor.
 - They do it just for the thrill of it.
Bir aileye sahip olmak hayatın en büyük gerilimlerinden biridir.
 - Having a family is one of life's greatest thrills.
Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum.
 - I don't like rural horror thrillers.
Onun hikayesi beni korkudan titretti.
 - His story thrilled me with horror.
Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum.
 - I don't like rural horror thrillers.
Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
 - My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
Tom heyecanlanmış görünmüyor.
 - Tom doesn't look thrilled.