tetbi̇r

listen to the pronunciation of tetbi̇r
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Helâk etmek, mahvetmek
TEDBİR
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol
TEDBİR
(Osmanlı Dönemi) Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet
TEDBİR
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık
tedbir
Önlem

Herhangi bir önlem almadım. - Herhangi bir tedbir almadım.

Kongre önlemi onaylamadı. - Kongre tedbiri tasdik etmedi.

tedbir
Hazırlık: "Amma ki, töre değiştirmek çok tedbir ve çok düşünce ister."- T. Buğra
tedbir
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi temin edecek veya def edecek yol, idâre etme; maksada uygun olarak işi yürütme, kararlaştırma
Türkçe - İngilizce

tetbi̇r teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

tedbir
measure

Fire cannot be prevented by half measures. - Yangın yetersiz tedbirlerle önlenemez.

Tom opposed the measure. - Tom tedbire karşı çıktı.

tedbir
(Hukuk) precaution

It was a wise precaution. - O akıllıca bir tedbirdi.

We'll take every precaution. - Her tedbiri alacağız.

tedbir
{i} discretion

I appreciate your discretion. - Tedbirini takdir ediyorum.

tedbir
caution
tedbir
{i} Providence
tedbir
cautiousness
tedbir
(Ticaret) device
tedbir
diligence
tedbir
prophylactic
tedbir
circumspection
tedbir
(Ticaret) measures

Greece is taking radical measures to prevent a collapse of its financial system. - Yunanistan mali sisteminin çökmesini önlemek için radikal tedbirler alıyor.

Fire cannot be prevented by half measures. - Yangın yetersiz tedbirlerle önlenemez.

tedbir
discreetness
tedbir
step

I would have to take precautionary steps to keep him out. - Onu içeriye sokmamak için, ihtiyati tedbirler almak zorunda kaldım.

We have to take steps to prevent air pollution. - Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.

tedbir
shift
Tedbir
(Tıp) manoeuver, maneuver
tedbir
sparingness
tedbir
forethought
tedbir
foresight
tedbir
precaution, measure önlem
tedbir
protection
tedbir
expedient
tedbir
policy
tedbir
hedge
tedbir
maneuver