promot teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- promote
- terfi ettirmek
- promotion
- terfi
Sekreterim terfî için sıkıştırıyor.
- My secretary is pushing for a promotion.
Terfinin zamanında ve haklı olduğundan eminim.
- I am sure your promotion was timely and well deserved.
- promote
- desteklemek
Dünya barışını desteklemek için çok çalışmalıyız.
- We must work hard to promote world peace.
O, barışı desteklemek için çok çalıştı.
- He worked hard to promote peace.
- promotion
- tanıtım
Ben bir tanıtım için hevesliyim.
- I'm anxious for a promotion.
Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
- You are the next in line for promotion.
- promote
- tanıtımını yapmak
- promote
- terfi
Tom müdürlüğe terfi etti.
- Tom was promoted to manager.
Tom son zamanlarda terfi ettirildi.
- Tom got promoted recently.
- promotion
- reklâm
- promote
- {f} reklamını/tanıtımını yapmak
- promoter
- {i} organizatör
- promoter
- {i} düzenleyici
- promote
- geliştirmek
Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
- They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
- promote
- (to) yükseltmek
- promote
- tutunmasını sağlamaya çalışmak
- promote
- terfi etmek
Terfi etmek istiyorum.
- I want to be promoted.
- promote
- (Bilgisayar) yükseltgeme
- promote
- arttırmak
- promote
- (Tıp) kolaylaştırmak
- promote
- katkıda bulunmak
- promote
- ilerleme
- promoted
- terfi eden
- promoted
- terfi etmek
Terfi etmek istiyorum.
- I want to be promoted.
- promoter
- (Ticaret) girişim sahibi
- promoter
- (Denizbilim) başlatıcı
- promoter
- reklamcı
- promoter
- (Ticaret) müessis
- promoter
- menajer
- promoter
- (Denizbilim) başlatma
- promoter
- etkinleştirici
- promoter
- yükseltici
- promoter
- aktifleştirici
- promoter
- (Tıp) kolaylaştırıcı
- promoter
- (Ticaret) ön ayak olan
- promoter
- (Ticaret) geliştiren
- promoter
- (Gıda) geliştirici
- promoter
- tanıtımcı
- promoter
- müteşebbis
- promoter
- {i} önayak olan kimse
- promoter
- destekçi
- promoter
- (Gıda) itici
- promoter
- (Eğitim) proje sahibi
- promoter
- destekleyici
- promoting
- terfi ettirme
- promotion
- (Politika, Siyaset) özendirme
- promotion
- (Askeri) rütbece yükselme
- promotion
- (Ticaret) geliştirme
- promotion
- (Ticaret) tutundurma
- promotion
- destek
- promotion
- (Ticaret) makam
- promote
- terfi ettir
Tom son zamanlarda terfi ettirildi.
- Tom got promoted recently.
Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.
- His lack of technical knowledge kept him from being promoted.
- promote
- reklamını yapmak
- promote
- tanıtmak
Dilimizi mümkün olan her şekilde tanıtmak önemlidir.
- It is important to promote our language in every possible way.
- promote
- gelişmesine yardımcı olmak
Hükümet, sanayinin gelişmesine yardımcı olmak için yeni bir program başlattı.
- The government started a program to promote industry.
- promote
- ilerletmek
- promote
- önayak olmak
- promoted
- {f} terfi ettir
Tom son zamanlarda terfi ettirildi.
- Tom got promoted recently.
Tom kimin terfi ettirilmesi gerektiğine karar veremedi.
- Tom couldn't decide who should get promoted.
- promoter
- teşebbüs sahibi
- promoter
- teşvikçi
- promoter
- kurucu
- promoter
- menejer
- promotion
- yükselme
- promotion
- teşvik
Promosyonlar çevirmenleri teşvik eder.
- Promotions encourage translators.
- promote
- {f} desteklemek [pol.]
- promoter
- geliştirici/tanıtıcı
- promote
- {f} yükseltmek
Onun işi satışları yükseltmektir.
- His job is to promote sales.
- promote
- yükselt
Onun işi satışları yükseltmektir.
- His job is to promote sales.
- promoter
- {i} spor organizatör
- promoter
- promotor
- promotes
- teşvik
Senin dinin tembelliği teşvik ediyor.
- Your religion promotes laziness.
- promoting
- teşvik eden/edici
- promotion
- (Pazarlama) Tutundurma; Pazara yeni giren veya girecek bir ürün, marka veya şirketin reklam, halkla ilişkiler ve diğer satış geliştirme araçları ile tanıtılması, pazarlanması ve satılması ile ilgili faaliyetlerin bütünü
- promotion
- (Askeri) TERFİ; RÜTBECE YÜKSELME; YÜKSELME: Daha yüksek bir rütbe veya dereceye geçiş
- promotion
- sınıf geçme
- promote
- {f} (to) daha üst (bir sınıfa/lige) geçirmek
- promote
- {f} kurmak
- promote
- terakki ettirmek
- promote
- {f} düzenlemek
- promote
- {f} sınıf geçirmek
- promote
- {f} organize etmek
- promote
- kıymetini ararmak
- promote
- geçirmek
- promoted
- terfi ettir terfi eden
- promoter
- {i} elebaşı
- promoter
- {i} teşvik eden kimse
- promoter
- {i} destekleyici, destekleyen kimse; teşvik eden kimse
- promoter
- {i} girişimci
- promotion
- {i} (to) daha üst (bir sınıfa/lige) geçme/geçirme
- promotion
- {i} kurma
- promotion
- {i} rütbe
- promotion
- satış artışını sağlayan unsurlar
- promotion
- promosyon/terfi
- promotion
- yükselme veya yükseltme
- promotion
- {i} tic. promosyon, reklam, tanıtım
- promotion
- {i} piyonun vezir olması
- promotion
- {i} mevki
- promotion
- {i} tanıtma
- promotion
- {i} artırma
- promotion
- yükseltme