Do you find me repulsive? No, of course not.
- Beni itici buluyor musun? Hayır, tabii ki değil.
Tom found Mary repulsive.
- Tom Mary'yi itici buldu.
Progress is a lovely word. But its driving force is change, and change has its enemies.
- İlerleme güzel bir kelimedir. Ama onun itici gücü değişikliktir ve değişikliğin kendi düşmanları vardır.
Tom is impulsive and impatient.
- Tom itici ve sabırsız.
It's a bad time to be impulsive.
- İtici olmak için kötü bir zaman.
This spacecraft is powered by ion thrusters.
- Bu uzay aracı iyon iticileri tarafından desteklenmektedir.