mütalaa

listen to the pronunciation of mütalaa
Türkçe - Türkçe
çalışma ve araştırmayatılı okullarda talebenin ders çalışmasına ayrılan zaman dilimidüşünce, akış acısı, görüş
İrdeleme, müzakere, görüş: "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalâalarını bilmek, bence pek faydalı idi."- Atatürk
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt: "Mütalâada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu."- Ç. Altan
Düşünce, oy
(Osmanlı Dönemi) Bir işi etraflıca düşünmek, okumak, tetkik etmek
İrdeleme, müzakere, görüş
Düşünce
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt: "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu."- Ç. Altan. İrdeleme, müzakere, görüş: "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi."- Atatürk
(Osmanlı Dönemi) bir işi düşünme; okuma; tetkik etme, etraflıca düşünme
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
(Hukuk) İFTA
mütalaa etmek
Okumak
mütalaa etmek
Üzerinde düşünmek, iyice incelemek
BA'DEL MÜTÂLAA
(Osmanlı Dönemi) (Ba'de-l mütâlaa) Mütâlaa ettikten sonra, okuduktan sonra
mütalaa