Is she reading a book? Yes, she is.
- O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
This is a good textbook.
- Bu, iyi bir ders kitabı.
He was reading a textbook on American history.
- O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.
Books are the paper memory of mankind.
- Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.
Tom has written a very good paper on the production of rubber.
- Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.
This book is one of the poet's best works.
- Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.
This book counts among the best of his work.
- Bu kitap, onun çalışmalarının en iyileri arasında sayılır.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
She's also writing a book.
- O da bir kitap yazıyor.
The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.
- Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .
I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
The manual is in Spanish only.
- El kitabı sadece İspanyolca.
The manual they asked him to read was two inches thick.
- Okumasını istedikleri el kitabı iki inç kalınlığındaydı.