Onun yalan söylediği sonucuna varmada çok aceleci davrandım.
- I was too hasty in concluding that he was lying.
Çok aceleci olmayalım.
- Let's not be too hasty.
O bana cevap vermede biraz acele idi.
- She was a bit hasty in answering me.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- We ate a hasty meal and left immediately.
Bu hızlı bir çeviriydi.
- This was a hasty translation.
O, aceleyle valizini hazırladı.
- He hastily packed his bags.
Kızı aceleyle sarı evin arkasında saklandı.
- His daughter hastily hid behind the yellow house.
Meseleyi daha tam anlamadan, alelacele fikrini söyledi.
- Before understanding the situation clearly, he hastily gave his opinion.
O acilen isimlerimizi not etti.
- He hastily wrote down our names.
O, aceleyle valizini hazırladı.
- He hastily packed his bags.
Fadıl aceleyle evlendi.
- Fadil hastily married.
she with liquors strong his eyes did steepe, / That nothing should him hastily awake .