I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
She has a marvelous sense of humor.
- Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
The pyramids of Egypt are one of the seven wonders of the world.
- Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
I know Andrina doesn't take things seriously, but she is a wonderful friend.
- Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
Tom is a fantastic singer.
- Tom harika bir şarkıcı.
Everyone crowded around the fantastic dancer.
- Herkes harika dansçının etrafına toplandı.
Isn't her ring gorgeous?
- Yüzüğü harika değil mi?
What a gorgeous coat you're wearing!
- Ne harika bir ceket giyiyorsun!
We spent a fabulous day in the woods.
- Ormanda harika bir gün geçirdik.
Tom did a fabulous job.
- Tom harika bir iş yaptı.
I thought it was cool.
- Onun harika olduğunu düşündüm.
Don't you think it's cool?
- Bunun harika olduğunu düşünmüyor musun?
Isn't it a beautiful day for a picnic?
- Piknik için harika bir gün, değil mi?
Love is wonderful and beautiful.
- Aşk harika ve güzeldir.
How wonderful were the good old days.
- Eski güzel günler ne kadar harikaydı.
When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
- On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
I finally came up with a great idea.
- Sonunda harika bir çözüm buldum.
I've got some great ideas but I need money.
- Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
Tom did a splendid job.
- Tom harika bir iş yaptı.
You did an incredible job.
- Harika bir iş yaptın.
For children, this world is full of wonders and miracles.
- Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.
You've done a superb job.
- Harika bir iş yaptın.
I love living in this marvellous town.
- Bu kadar harika bir kentte yaşamayı seviyorum.
She has a marvelous sense of humor.
- Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
Tom is a child prodigy.
- Tom harika bir çocuk.
Oh, Mary, you look terrific!
- Ah, Mary, harika görünüyorsun!
This all sounds great.
- Bunun hepsi harika görünüyor.