gözden geçirmek

listen to the pronunciation of gözden geçirmek
Türkçe - İngilizce
review

Tom could use a little extra time to review for the upcoming test. - Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.

look over

Did you have time to look over the report? - Raporu gözden geçirmek için vaktiniz var mıydı?

(Dilbilim) check out
go through

I never want to go through that again. - Ben asla onu tekrar gözden geçirmek istemiyorum.

I have to go through the task by tomorrow. - Yarına kadar görevi gözden geçirmek zorundayım.

view
survey
revise

I have to revise for a biology test. - Biyoloji testi için gözden geçirmek zorundayım.

examine
bone up
revision
go over

I want to go over these numbers with you. - Bu sayıları seninle gözden geçirmek istiyorum.

I want to go over a few things with you. - Seninle birlikte birkaç şeyi gözden geçirmek istiyorum.

inspect
run through
(Politika, Siyaset) review to
flyspecking
pass something in review
scrutinize
look into
(Ticaret) scan
browse
run over
Revise, review
Scrutinize, go over, look over, inspect, review, examine, look through
take a fresh look
check
sift
pass smth. in review
check up on
have a look at
to scrutinize, to go over, to look over, to inspect, to review, to examine, to look through
overview , review , revise
look at
(Hukuk) to review, to revise, to consider
canvass
dip into

We had to dip into our savings in order to pay the unexpected medical expenses. - Beklenmedik sağlık giderlerini ödemek için tasarruflarımızı gözden geçirmek zorunda kaldık.

flick through
(kitap) browse
examine into
check up
look through
vet
see over
skim
sift through
think in terms of
gözden geçirme
revision

I'm starting my revisions from next week. - Önümüzdeki haftadan itibaren gözden geçirmelerime başlıyorum.

bir daha gözden geçirmek
revise
gözden geçirme
revise

In the light of these facts, it may be necessary to revise our theory. - Bu gerçeklerin ışığında, teorimizi gözden geçirmemiz gerekli olabilir.

I need to review and revise my approach. - Benim yaklaşımımı gözden geçirmem ve revize etmem gerekiyor.

gözden geçirme
(Ticaret) scan
yeniden gözden geçirmek
revise
(kitap) gözden geçirmek
browse
dikkatle gözden geçirmek
scrutinize
gözden geçirme
check

It's worth checking out. - Gözden geçirmeye değer.

gözden geçirme
(Ticaret) sight test
tekrar gözden geçirmek
go over
tekrar gözden geçirmek
double check
gözden geçirme
sifting
gözden geçirme
{i} browsing
gözden geçirme
{i} run through
gözden geçirme
revising

I've finished revising. - Ben gözden geçirmeyi bitirdim.

She's supposed to be revising, Tom. - Onun gözden geçirmesi gerekiyor, Tom.

adamakıllı gözden geçirmek
put to the acid test
bir kitabı gözden geçirmek
dip into a book
bir şeyi gözden geçirmek
give something the once-over
gözden geçirme
overhaul
gözden geçirme
(Hukuk) (bir durumu veya sistemi iyileştirmek için kullanılır) review
gözden geçirme
(Nükleer Bilimler) review

Tom could use a little extra time to review for the upcoming test. - Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.

You must appropriately review the outcome of your bargain. - Pazarlığının sonucunu uygun bir şekilde gözden geçirmelisin.

gözden geçirme
revisal
hesapları gözden geçirmek
(Ticaret) go over the accounts
hesapları gözden geçirmek
reckon over
iyice gözden geçirmek
get an eyeful of
yeniden gözden geçirmek
retrace one's steps
Türkçe - Türkçe
prova yapmak
gözden geçirmek