Will you show me on this map, please?
- Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
- Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
The house shows signs of neglect.
- Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.
Tom wants to build an ostentatious and smart house.
- Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor.
The performance was almost over.
- Gösteri neredeyse bitmişti.
Tom didn't clap after Mary's performance.
- Tom Mary'nin gösterisinden sonra alkışlamadı.
Would you mind showing me that?
- Onu bana gösterir misin?
He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
- Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
The exhibition caused a minor scandal.
- Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.
I enjoyed watching the circus parade.
- Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.
We enjoyed watching a circus parade.
- Sirk gösterilerini izlerken eğlendik.
Sami's band was playing a show in Cairo.
- Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's.
- 1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.
The leader dismissed the demonstrators in the park.
- Lider parktaki göstericileri görevden attı.
Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program.
- Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.
There's still a lot to demonstrate.
- Gösterilecek birçok şey var.
The students demonstrated against the new government.
- Öğrenciler, yeni hükümete karşı gösteri düzenlediler.
Violent clashes broke out between the protesters and the police.
- Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.
He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
- Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
Bull fighting is a very interesting spectacle.
- Boğa güreşi çok ilginç bir gösteridir.
A strange spectacle happened before my eyes.
- Gözlerimin önünde tuhaf bir gösteri oldu.
They promised to stop their demonstrations.
- Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.
Did the union participate in the demonstration?
- Sendika gösteriye katıldı mı?
The celebrations culminated in a spectacular fireworks display.
- Kutlamalar muhteşem bir havai fişek gösterisi ile sonuçlandı.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
They promised to stop their demonstrations.
- Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.
He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
- O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.