Will you show me on this map, please?
- Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
- Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
Tom showed Mary some pictures of his house.
- Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor.
The house shows signs of neglect.
- Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.
The performance was almost over.
- Gösteri neredeyse bitmişti.
Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
Would you mind showing me that?
- Onu bana gösterir misin?
The teenager is showing off his new car.
- Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
The exhibition caused a minor scandal.
- Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.
Sami's band was playing a show in Cairo.
- Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program.
- Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.
We enjoyed watching a circus parade.
- Sirk gösterilerini izlerken eğlendik.
I enjoyed watching the circus parade.
- Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.
The leader dismissed the demonstrators in the park.
- Lider parktaki göstericileri görevden attı.
Today is the 4th of June — a day when Chinese government killed hundreds of people on a peaceful demonstration on the Tiananmen square.
- Bugün 4 Haziran. Çin hükümetinin Tiananmen alanında barışsever bir gösteride yüzlerce insanı öldürdüğü bir gün.
African Americans demonstrated for civil rights.
- Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
There's still a lot to demonstrate.
- Gösterilecek birçok şey var.
Violent clashes broke out between the protesters and the police.
- Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.
He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
- O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
A strange spectacle happened before my eyes.
- Gözlerimin önünde tuhaf bir gösteri oldu.
Bull fighting is a very interesting spectacle.
- Boğa güreşi çok ilginç bir gösteridir.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
The celebrations culminated in a spectacular fireworks display.
- Kutlamalar muhteşem bir havai fişek gösterisi ile sonuçlandı.
Did the union participate in the demonstration?
- Sendika gösteriye katıldı mı?
They promised to stop their demonstrations.
- Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.
He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
- Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
They promised to stop their demonstrations.
- Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.