Tamamen unutulduğunu düşünecek.
 - He will think he has been completely forgotten.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
 - Are you completely through with your homework?
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
 - The procedure must be executed correctly and completely.
Tam olarak emin değilim.
 - I'm not completely sure.
Ben, tam olarak on mil yürüdüm.
 - I completely walked ten miles.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
 - I'm totally and completely in love with you.
Ben bütünüyle ciddiyim.
 - I'm completely serious.
O bütünüyle yanlış değil.
 - This isn't completely wrong.
Biz düpedüz gafil avlandık.
 - We were completely taken by surprise.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
 - My uncle has completely recovered from his illness.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.