Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Mike hayvanları çok fazla severdi.
- Mike liked animals very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Sana çok, çok teşekkürler!
- Thank you very, very much!
Klavsenin sesini çok severim.
- I like the sound of harpsichord very much.
O mükemmel olmaktan uzaktır.
- He is far from perfect.
Havaalanı ne kadar uzak?
- How far away is the airport?
O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti.
- He went so far as to call me a liar.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti.
- Fred went so far as to say that he had hated me.
Onlar üç mil öteye yürüdü.
- They walked three miles farther.
Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
- Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
Tom bizden uzakta olmayan kirasız küçük bir evde yaşıyordu.
- Tom was living rent-free in a small house not too far from us.
Tom karısı Mary ile birlikte Boston'dan çok uzakta olmayan bir çiftlikte yaşıyor.
- Tom lives on a farm with his wife, Mary, not too far from Boston.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
He was far richer than we'd thought.
He giggled with that obnoxious hyena laugh he has. Spank you very much. I know you missed me, Cindy..
His reply was strongly suggestive of a forthcoming challenge to the governor.
... Also, Wei-Sen Li, thank you very much for talking about ...
... Thank you very much. ...