Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
- I don't want to go out.
Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I was obliged to go out yesterday.
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Tom muhtemelen dışarı gitmek ve oynamak istedi.
- Tom probably wanted to go out and play.
Köpek dışarı gitmek istiyor.
- The dog wants to go outside.
Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
- I'm going to go out this afternoon.
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Dışarıya çıkmak ve yiyecek bir şey almak ister misin?
- Do you want to go out and get something to eat?
Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
- It's fun to go out with her.
The lights went out.