In the summer it's very hot in southern Spain.
- Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
This is hot, not cold.
- Bu soğuk değil, sıcak.
It's very warm today.
- Bugün hava çok sıcak.
I can remember the warmth of his hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
It's much warmer today.
- Bugün çok daha sıcak.
It has become much warmer.
- Hava çok daha sıcak oldu.
Reindeer are friendly animals.
- Ren geyikleri sıcak hayvanlardır.
The new president was a warm and friendly man.
- Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
Have you ever been up in a hot air balloon?
- Hiç sıcak hava balonunda bulundunuz mu?
I rode in a hot air balloon.
- Sıcak hava balonuna bindim.
We're in the second week of an unrelenting heat wave.
- Biz amansız bir sıcak hava dalgasının ikinci haftasındayız.
The Japanese archipelago is struck by a terrible heat wave.
- Japon takımadaları korkunç bir sıcak hava dalgası ile vuruldu.
Tom used up all the hot water.
- Tom bütün sıcak suyu tüketti.
Tom filled the bathtub with hot water.
- Tom küveti sıcak su ile doldurdu.
You should put on a warm pair of socks.
- Sıcak tutan bir çift çorap giymelisin.
I'm wearing a warm pair of socks.
- Sıcak tutan bir çift çorap giyiyorum.
It was very sultry that night.
- O gece hava çok sıcak ve nemliydi.