Onların neden restoranı kapatmak için zorlandıklarından emin değilim.
 - I'm not sure why they were forced to close the restaurant.
Sadece gözlerini kapatmak zorundasın.
 - You have only to close your eyes.
Onların hararetli tartışmaya bir son vermek için boşuna uğraştı.
 - He tried in vain to put an end to their heated discussion.
Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum.
 - I want to put an end to the quarrel.
Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.
 - The store is closed until further notice.
Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı.
 - Tom closed his diary after writing about that day's events.
Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.
 - It was very stuffy in that room with all the windows closed.
Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.
 - Some railroads had to close down.
Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
 - Within hours, many of the other banks had to close.
Seçim sonuçları son derece yakın.
 - The election results were extremely close.