Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

put an end to

listen to the pronunciation of put an end to
English - Turkish
(deyim) sonuçlandırmak
bitirmek
son ver
-e bir son vermek
Son vermek
sona erdirmek
-e son vermek
close
{f} kapatmak

Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi? - Did it not occur to you to close the windows?

Pencereleri kapatmak zorundayım. - I have to close the windows.

put an end
son vermek

Onların hararetli tartışmaya bir son vermek için boşuna uğraştı. - He tried in vain to put an end to their heated discussion.

Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar. - Scientists are working hard to put an end to AIDS.

close
{i} son

Sizden sonra kapıyı kapatın. - Close the door after you.

Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı. - Tom closed his diary after writing about that day's events.

close
{s} bitişik
close
(hava) sıkıntılı
close
kapanış
close
avlu
close
titiz
close
havasız

Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı. - It was very stuffy in that room with all the windows closed.

close
kapanmak

Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı. - Within hours, many of the other banks had to close.

Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı. - Some railroads had to close down.

close
eylemini durdurmak
put an end
son verdi
put an end
(Bir) son vermek
to put an end to
sona erdirmek için
close
(an application) kapat (uygulamayı)
close
{i} sonuç

Seçim sonuçları son derece yakın. - The election results were extremely close.

close
{f} uzlaşmak
close
{s} sıkı ağızlı
close
{s} kapalı, kapatılmış
close
{f} kapat: adj.yakın
close
yakın birbirine yakın
close
{f} sürgülemek
close
kısımları birbirine yakın
put end to
nokta koymak (bir konuya vb)
English - English
to terminate or abolish something

He put an end to the loud music by pulling the plug.

stop, end
expiate
period
close
Abolish
put an end to

    Turkish pronunciation

    pût ın end tı

    Synonyms

    put a stop to

    Pronunciation

    /ˈpo͝ot ən ˈend tə/ /ˈpʊt ən ˈɛnd tə/

    Etymology

    [ 'put ] (verb.) 12th century. Middle English putten; akin to Old English putung instigation, Middle Dutch poten to plant.
Favorites