Android uygulamaların gelişmesi bugünden itibaren mümkündür.
- The development of applications for Android is possible from today.
Ben seni gördüğüm andan itibaren seviyorum.
- I've loved you from the moment I saw you.
Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
- Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
- She knew it from the start.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
- Tom was right from the beginning.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
- I think we should get away from here for a few days.
İnsanlar buradan beş para etmez görünüyor.
- The people look like trash from here.
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
- My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Birçok öğrenci soğuk algınlığından dolayı okula gelmedi.
- Several students were absent from school because of colds.
Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
- We all shuddered from the great shock.
Dan okuldan bir arkadaşım.
- Dan is a friend from school.
Dan Linda'yı sorundan kurtarmak istedi.
- Dan wanted to save Linda from trouble.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
Tom Mary'den o Boston'a taşındığından beri haber almadı.
- Tom hasn't heard from Mary since she moved to Boston.
Tokyo'ya taşındığından beri, ben Jane'den haber almadım.
- I haven't heard from Jane since she moved to Tokyo.
Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.
- Your headache comes from overwork.
Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Erkek kardeşim onunla ilk tanıştığından beri onu sevmedi.
- My brother didn't like her from the first time he met her.
O, hastalık nedeniyle okulda yoktu.
- He was absent from school because of illness.
O, hasta olması nedeniyle okulda yoktu.
- He was absent from school because he was sick.
Fransızcayı kimden öğrendin?
- Who did you learn French from?
Bu çiçekleri kimden aldın?
- Who did you get these flowers from?
Ben iş yerimden bir saat uzakta yaşıyorum.
- I live an hour away from work.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
- My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
- Modern cars differ from the early ones in many ways.
Onun yüzünden ter damlıyor.
- Sweat is dripping from his face.
Alice şiddetli bir baş ağrısı yüzünden işten eve erken döndü.
- Alice returned home early from work with a severe headache.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
- Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
The post office is not too far from here.
- The post office isn't too far from here.
Muriel is living poorly off of her part-time job.
- Muriel is making a poor living from her part-time job.