Yarın sabahtan itibaren birlikte koşuya başlayalım.
- Let's start jogging together from tomorrow morning.
Ben seni gördüğüm andan itibaren seviyorum.
- I've loved you from the moment I saw you.
O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.
- She is fresh from college, so she has no experience.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
- She knew it from the start.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
- Tom was right from the beginning.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Banka buradan uzak mı?
- Is the bank far from here?
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
- I think we should get away from here for a few days.
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
- My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
- We all shuddered from the great shock.
O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
- He was absent from school on account of illness.
Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
- Dan needed money and sought financial relief from his father.
Dan, Linda'ya alkolden uzak kalacağına dair söz verdi.
- Dan promised Linda to stay away from alcohol.
Tokyo'ya taşındığından beri, ben Jane'den haber almadım.
- I haven't heard from Jane since she moved to Tokyo.
Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.
- Tom has been working as a translator ever since he graduated from college.
Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.
- Your headache comes from overwork.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Bu bir müşteriden hediye kabul ettiğim ilk an.
- This is the first time I've ever accepted a gift from a customer.
Tren yoğun kar yağışı nedeniyle ertelendi.
- The heavy snow prevented us from going to the concert.
Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
- I was absent from school because of illness.
Tom Mary'nin Fransızcayı kimden öğrendiğini merak etmeye başladı.
- Tom began to wonder who Mary had learned French from.
Fransızcayı kimden öğrendin?
- Who did you learn French from?
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Ben iş yerimden bir saat uzakta yaşıyorum.
- I live an hour away from work.
Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
- Modern cars differ from the early ones in many ways.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
- My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
- Linda was called back from college by her father's sudden illness.
Onun yüzünden ter damlıyor.
- Sweat is dripping from his face.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
I have just returned from the post office.
- I've just returned from the post office.
Muriel is living poorly off of her part-time job.
- Muriel is making a poor living from her part-time job.