Lütfen bugünden itibaren iki hafta içerisinde tekrar gel.
- Please come again two weeks from today.
Yarın sabahtan itibaren birlikte koşuya başlayalım.
- Let's start jogging together from tomorrow morning.
Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
- Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.
- She is fresh from college, so she has no experience.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
- She knew it from the start.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
- Tom was right from the beginning.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Göl buradan uzun bir mesafedir.
- The lake is a long way from here.
Banka buradan uzak mı?
- Is the bank far from here?
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
- My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
- We all shuddered from the great shock.
Biz yağmurdan dolayı bir ağacın altında sığındık.
- We took shelter from the rain under a tree.
Dan Linda'yı sorundan kurtarmak istedi.
- Dan wanted to save Linda from trouble.
Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
- Dan needed money and sought financial relief from his father.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Tokyo'ya taşındığından beri, ben Jane'den haber almadım.
- I haven't heard from Jane since she moved to Tokyo.
Yeni Zelanda'dan geri döndüğünden beri Rick'i görmedim.
- I haven't seen Rick since he returned from New Zealand.
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
Böyle sorunlar dikkatsizlikten kaynaklanır.
- Such trouble stems from carelessness.
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
- I had a call from her for the first time in a long time.
Erkek kardeşim onunla ilk tanıştığından beri onu sevmedi.
- My brother didn't like her from the first time he met her.
Her yıl otomobil kazaları nedeniyle kaç tane insan ölüyor?
- How many people die from automobile accidents each year?
Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
- I was absent from school because of illness.
Fransızcayı kimden öğrendin?
- Who did you learn French from?
Ve onu kimden öğrendin?
- And who did you learn that from?
Ben iş yerimden bir saat uzakta yaşıyorum.
- I live an hour away from work.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
- My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
- She was disqualified from the race for two false starts.
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
- Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
O bir hile ile parayı ondan aldı.
- He got the money from her by a trick.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
The post office is not too far from here.
- The post office isn't too far from here.
I have just returned from the post office.
- I've just returned from the post office.