There are several irregularities in the nitrogen cycle.
- Azot döngüsünde çeşitli düzensizlikler vardır.
Irregular verbs are a part of the English language.
- Düzensiz fiiller İngilizcenin bir parçasıdır.
I think Tom is untidy.
- Sanırım Tom düzensiz.
His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
- Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.
We had to lessen the impact of the erratic supplies.
- Düzensiz malzemelerin etkisini azaltmak zorundaydık.
Mary was troubled by Tom's erratic behavior.
- Mary Tom'un düzensiz davranışı tarafından rahatsız oldu.
Tom said Mary is disorganized.
- Tom Mary'nin düzensiz olduğunu söyledi.
Do people accuse you of being disorganized?
- İnsanlar sizi düzensiz olmakla suçluyor mu?
The controls of the plane were out of order.
- Uçağın kontrolleri düzensizdi.
His room is always out of order.
- Onun odası her zaman düzensizdir.
Tom was arrested for being drunk and disorderly.
- Tom, sarhoş ve düzensiz olduğu için tutuklandı.
His room is always out of order.
- Onun odası her zaman düzensizdir.
The controls of the plane were out of order.
- Uçağın kontrolleri düzensizdi.
The instrument panel has a very ergonomic layout.
- Enstrüman paneli, çok ergonomik bir düzene sahip.
I've changed my website's layout.
- Ben web sitemin düzenini değiştirdim.
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Line up and walk to the door in order.
- Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.
We're not abusing the system.
- Biz düzeni kötüye kullanmıyoruz.
Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
- Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
I'll see to the arrangements for the party.
- Parti için düzenlemelerle ilgileneceğiz.
I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.
Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
- Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
Tom warned the police about a scheme to assassinate the mayor.
- Tom belediye başkanına suikast düzenlemek için bir plan hakkında polisi uyardı.
The regulation was abolished, but then it was reenacted.
- Düzenleme kaldırıldı ama sonra yeniden yürürlüğe kondu.
Import regulations have been relaxed recently.
- İthalat düzenlemeleri son zamanlarda gevşetilmiştir.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
The two stamp collectors arranged a trade.
- İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
Tom is being deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz oluyor, değil mi?
Tom is deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz, değil mi?
Rice prices are regulated by the government.
- Pirinç fiyatları hükümet tarafından düzenlenir.
The Angkar regulated every moment of our lives.
- Yaşamımızın her anını düzenleyen Angkar'dı.
Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.
- Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
How often do you edit your profile?
- Ne sıklıkta profil düzenlersin?
Rain or shine, the athletic meet will be held.
- Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.
Tom wants to set up a meeting.
- Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
I've set up a meeting.
- Bir toplantı düzenledim.
The police are responsible for the maintenance of law and order.
- Polis, kanun ve düzenin korunmasından sorumludur.
The British have a lot of respect for law and order.
- İngilizlerin kanuna ve düzene çok saygıları var.
Tom works methodically.
- Tom düzenli olarak çalışır.
Tom is methodical, isn't he?
- Tom düzenli, değil mi?
Cosmos is the antithesis of chaos.
- Kaosun antitezi düzendir.
He's not eating right. I think he's sick.
- O düzenli yemek yemiyor. Ben onun hasta olduğunu düşünüyorum.
Cheer up! Everything will soon be all right.
- Neşelen! Her şey yakında düzene girecek.
Let's get up a party for Tom's birthday.
- Tom'un doğum günü için bir parti düzenleyelim.
They will get up a party for Tom's birthday.
- Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler.
I didn't make any adjustments.
- Herhangi bir düzenleme yapmadım.
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.