I have an irregular pulse.
- Düzensiz bir nabzım var.
There are several irregularities in the nitrogen cycle.
- Azot döngüsünde çeşitli düzensizlikler vardır.
I think Tom is untidy.
- Sanırım Tom düzensiz.
His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
- Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.
Sami was confused by Layla's erratic behavior.
- Sami'nin, Leyla'nın düzensiz davranışları nedeniyle kafası karışmıştı.
Mary was troubled by Tom's erratic behavior.
- Mary Tom'un düzensiz davranışı tarafından rahatsız oldu.
Do people accuse you of being disorganized?
- İnsanlar sizi düzensiz olmakla suçluyor mu?
Tom is quite disorganized.
- Tom oldukça düzensiz.
The controls of the plane were out of order.
- Uçağın kontrolleri düzensizdi.
His room is always out of order.
- Onun odası her zaman düzensizdir.
Tom was arrested for being drunk and disorderly.
- Tom, sarhoş ve düzensiz olduğu için tutuklandı.
His room is always out of order.
- Onun odası her zaman düzensizdir.
The controls of the plane were out of order.
- Uçağın kontrolleri düzensizdi.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
The only missing feature of Windows for Workgroups 3.11 is Turkish keyboard layout.
- Windows'un Çalışma Grubu 3.11 için tek eksik özelliği Türkçe klavye düzenidir.
Everything looks in order.
- Her şey düzenli görünüyor.
Tom thought everything was in order.
- Tom her şeyin düzenli olduğunu düşündü.
Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
- Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
Let's try to change the system.
- Düzeni değiştirmek için çalışalım.
Thank you for making the arrangements.
- Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
This arrangement is only temporary.
- Bu düzenleme sadece geçici.
I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.
Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
- Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
Tom schemed to destroy the project.
- Tom projeyi yok etmek için bir komplo düzenledi.
In the first place, I would like to announce several new regulations.
- İlk olarak birkaç yeni düzenlemeyi duyurmak istiyorum.
You should keep to the regulations.
- Düzenlemelere uymalısınız.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
Tom is being deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz oluyor, değil mi?
Tom is deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz, değil mi?
Many countries try to regulate the birth rate.
- Birçok ülke doğum oranını düzenlemeye çalışıyor.
Rice prices are regulated by the government.
- Pirinç fiyatları hükümet tarafından düzenlenir.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
- Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
Click here to edit the sentence.
- Cümleyi düzenlemek için buraya tıklayın.
Rain or shine, the athletic meet will be held.
- Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.
Tom wants to set up a meeting.
- Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
I've set up a meeting.
- Bir toplantı düzenledim.
The police are responsible for the maintenance of law and order.
- Polis, kanun ve düzenin korunmasından sorumludur.
The British have a lot of respect for law and order.
- İngilizlerin kanuna ve düzene çok saygıları var.
Tom works methodically.
- Tom düzenli olarak çalışır.
Tom is methodical, isn't he?
- Tom düzenli, değil mi?
Cosmos is the antithesis of chaos.
- Kaosun antitezi düzendir.
He's not eating right. I think he's sick.
- O düzenli yemek yemiyor. Ben onun hasta olduğunu düşünüyorum.
Rightists often dislike regulatory legislation.
- Sağcılar çoğunlukla düzenleyici mevzuatı sevmezler.
Let's get up a party for Tom's birthday.
- Tom'un doğum günü için bir parti düzenleyelim.
They will get up a party for Tom's birthday.
- Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler.
I didn't make any adjustments.
- Herhangi bir düzenleme yapmadım.
The telethon is a French TV program organized every year to collect funds in order to finance medical research.
- Teleton tıbbi araştırmaları finanse etmek amacıyla para toplamak için her yıl düzenlenen bir Fransız televizyon programıdır.
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.