Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything at all there?
Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
- Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
- Never have I heard anyone say a thing like that.
Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- You may choose any of them.
Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
- Anyone can cultivate their interest in music.
Eğer kaldıysa bana biraz kahve ver.
- Give me some coffee if there is any left.
Ben ona biraz para vermeye çalıştım, ama o hiç almadı.
- I tried to give her some money, but she wouldn't take any.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything in there?
Her neyse, ben sizin meşgul olmak zorunda olduğunuzu biliyorum, bu yüzden gideyim.
- Anyway, I know you must be busy, so let me go.
Her neyse, asla bilmeyeceksin.
- Anyway, you'll never know.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
- I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
- Is there anyone else wanting to eat?
Birisi soruma cevap verebilir mi?
- Can anyone answer my question?
Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor.
- No one speaks this language anymore.
Odada hiç kimse yoktu.
- There wasn't anyone in the room.
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
- Is there anyone who can answer?
Tom'un yerine koymak için herhangi birisini bulamıyoruz.
- We haven't been able to find anyone to replace Tom.
Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.
- Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.
- Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.
- If you have any interesting books, lend me some.
Bazı insanlar herhangi bir dine inanmıyor.
- Some people don't believe in any religion.
Herhangi bir mantar yenilebilir fakat bazıları sadece bir kez.
- Any mushroom can be eaten, but some only once.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything in there?
It won't do you any good.
I wasn't any too easy in my mind.
That makes no sense at all.
- That doesn't make any sense.
We did not see any children at all.
- We didn't see any children at all.
Suddenly rain began to fall.
- Aniden yağmur yağmaya başladı.
All of a sudden, it began raining.
- Aniden yağmur yağmaya başladı.
The story concluded abruptly.
- Hikaye aniden sona erdi.
Don't make abrupt moves.
- Ani hareket yapmayın.
After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
- Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
I felt a sharp pain in my stomach all of a sudden.
- Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
- Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
- Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
... translate any language, this is the future, compliments of Faraday's electromagnetic force. ...
... And I hope things can be done because I don't see any reason ...