English - Turkish
Definition of an unplanned or unexpected meeting in English Turkish dictionary
- encounter
- {f} rastlamak
- encounter
- karşılaşmak
En çok hangi tür hayvanlarla karşılaşmaktan korkarsınız?
-What kind of animals are you most afraid to encounter?
- encounter
- {i} rastlama
- encounter
- karşılaşma
Bu bizim ilk karşılaşmamızdı.
-That was our first encounter.
Yeni bir sorunla karşılaşmadık.
-We haven't encountered any new problems.
- encounter
- {f} (bir tehlike veya zorlukla) karşı karşıya gelmek
- encounter
- rastlaşmak
- encounter
- rast
Yeni bir dil öğrenirken ben her zaman zaten bildiğim dillerde benzerliklere rastlıyorum.
-When I learn a new language, I always encounter similarities with the languages I already know.
- encounter
- rastgelme
- encounter
- {f} karşılaş
Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.
-Never in his life had he encountered such a dilemma.
Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.
-When your eyes encounter a beautiful woman, knock her out.
- encounter
- {i} rastlantı
- encounter
- {f} yüz yüze gelmek
- encounter
- i karşı karşıya gel mek
- encounter
- (Sosyoloji, Toplumbilim) karşılaşma (goffman)
- encounter
- {i} eğitim amacıyla toplanma
- encounter
- dövüş
- encounter
- {f} çarpışmak
- encounter
- karşılamak
Related Terms
English - English
Definition of an unplanned or unexpected meeting in English English dictionary
- encounter
Their encounter was a matter of chance.
an unplanned or unexpected meeting
Hyphenation
an unplanned or un·ex·pec·ted meet·ingTurkish pronunciation
ın ınpländ ır ʌnîkspektîd mitîngPronunciation
/ən ənˈpland ər ˌənəkˈspektəd ˈmētəɴɢ/ /ən ənˈplænd ɜr ˌʌnɪkˈspɛktɪd ˈmiːtɪŋ/
Resimler
Favorites