Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
- What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.
- Golf courses are a major cause of water pollution.
Çözülmesi gereken başlıca üç sorunumuz var.
- We've got three major problems that need to be solved.
Kuzenim Teddy Fransızcayı üniversitede asıl branş olarak aldı ve bir yıl Paris'te okudu.
- My cousin Teddy majored in French in college and studied in Paris for one year.
Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
- Tom majored in literature at the university.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
O, senin önemli sorunundur.
- That is your major problem.
Asıl branş alanın nedir?
- What's your major field?
Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
- Tom majored in literature at the university.
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı.
- Major Anderson was ready to stop fighting.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
- A major is above a captain.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
Esas branşım orta çağ Avrupa tarihidir.
- My major is medieval European history.
This is Major Jones.
I have decided to major in mathematics.
... WEI-SEN LI: That's a major challenge to them. ...
... All of the three new major GCM features you saw are rolling ...