Tom ve ben bir kuyu kazmaya başlamayı planlıyoruz.
- Tom and I plan to start digging a well tomorrow morning.
Kendini bir çukurda bulursan kazmayı bırak.
- If you find yourself in a hole, stop digging.
Tom bir çukur kazıyor.
- Tom is digging a hole.
O, kendi mezarını kazıyor.
- He is digging his own grave.
Daha derine kazmak zorundasın.
- You have to dig deeper.
Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.
- It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.
Ben bir çukur kazmanı istiyorum.
- I want you to dig a hole.
Tom kazmaya devam etti.
- Tom continued digging.
Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.
- It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.
Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı.
- The prisoner of war bore himself with great dignity.
Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü.
- One man was seen digging with his bare hands.
Köpek bir çukur kazıyordu.
- The dog was digging a hole.
Bu makine muazzam çukurlar kazabilir.
- This machine can dig giant holes.
Köpek bir çukur kazıyordu.
- The dog was digging a hole.
Kazı yapmak zor iştir.
- Digging is hard work.
Kazı yapmak zor iştir.
- Digging is hard work.
She is going to dig into Egyptian basket-weaving this semester.
... jobs a month when I started. But we had been digging our way out of policies that were ...