Büyük zorluklar onun başarı yolunda duruyor.
- The great difficulties stand in the way of its achievement.
Ben çeşitli zorluklar gördüm.
- I have seen various difficulties.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik.
- We had much difficulty in finding the bus stop.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
Ben bu sorunu güçlükle çözdüm.
- I solved this problem with difficulty.
Sorunu çözmede zorluk çektim.
- I had difficulty working out the problem.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle.
- The old man escaped, but with difficulty.
We faced a difficulty.
... We can clearly say, look, there are desirable difficulties ...
... try to uncover specific examples of desirable difficulties. ...