She is incapable of doing anything alone.
- O, yalnız başına bir şey yapamaz.
Without your help, I would have been unable to do it.
- Yardımın olmasaydı onu yapamazdım.
Without Tom's help, I would've been unable to do that.
- Tom'un yardımı olmadan onu yapamazdım.
She is incapable of doing anything alone.
- O, yalnız başına bir şey yapamaz.
You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
The girl did nothing but cry.
- Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
She doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing this for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Can you do it in one day?
- Onu bir günde yapabilir misin?
You must do it yourself.
- Onu kendin yapmalısın.
I want a suit made of this material.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
He is afraid of making mistakes.
- Hata yapmaktan korkuyor.
Tom worries about making mistakes at work.
- Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
They assisted him in performing the operation.
- Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
- Dr. Jackson otopsi yapıyor.
She can't have done such a thing.
- O öyle bir şey yapmış olamaz.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
- Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
She has made up her mind to go to America to study.
- O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
She made up her face in 20 minutes.
- O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What did you make of that?
- Onunla ilgili ne yaptın?
What do you make of that?
- Onunla ilgili ne yaparsın?
Rio's carnival is held in February.
- Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
- Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
- Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
They made John chairman of the committee.
- Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
Butter is made from milk.
- Tereyağı sütten yapılır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
- Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
- Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.