I was caught in a shower on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
- Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
- O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.
Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.
- Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
- Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
To be honest, we came to capture you.
- Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
A fox is not caught twice in the same snare.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
A fox isn't caught twice in the same snare.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
Tom couldn't catch up with the other students after he came out of his coma.
- Tom komadan çıktıktan sonra diğer öğrencilerin seviyesini yakalayamadı.
I should try to catch up with Tom.
- Tom'u yakalamaya çalışmalıyım.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
We set out traps for catching cockroaches.
- Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
- O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
The man tried to catch hold of me by the collar.
- Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
I grabbed the dog by its collar.
- Köpeği tasmasından yakaladım.
He said Davis must be captured.
- O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.
The boy captured the bird with a net.
- Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.
I think you nailed it.
- Sanırım onu yakaladın.
Where did you nail them?
- Onları nerede yakaladın?