wandering, irregular, uncertain, loose

listen to the pronunciation of wandering, irregular, uncertain, loose
Englisch - Türkisch

Definition von wandering, irregular, uncertain, loose im Englisch Türkisch wörterbuch

erratic
Tutarsız
erratic
değişen
erratic
sapkın

Dan en genç halası Linda'yla sapkın bir cinsel ilişkiye başladı. - Dan began an erratic sexual relationship with his youngest aunt, Linda.

erratic
(Jeoloji) çok farklı
erratic
istikrarsız
erratic
(Jeoloji) dönek
erratic
delibozuk
erratic
{s} istikrarsız, dengesiz, birden değişiveren
erratic
düzensiz

Sami'nin, Leyla'nın düzensiz davranışları nedeniyle kafası karışmıştı. - Sami was confused by Layla's erratic behavior.

Düzensiz malzemelerin etkisini azaltmak zorundaydık. - We had to lessen the impact of the erratic supplies.

erratic
kararsız
erratic
Erratically: (zarf) sebatsızca, düzensiz olarak
erratic
(jeoloji) Buzul veya akıntı gibi şeyler dolayısıyla asıl yerinden başka yere naklolunan taşa veya çakıl taşına ait
erratic
(sıfat) Kararsız, sebatsız; düzensiz, intizamsız; seyyar
erratic
(sıfat) gezen, düzensiz, değişken, kararsız, tuhaf
erratic
(Tıp) Düzensiz, kararsız, yer değiştiren
erratic
{s} tuhaf
erratic
seyyar
erratic
düzensiz olarak
Englisch - Englisch
{a} erratic
wandering, irregular, uncertain, loose
Favoriten