vazifeler

listen to the pronunciation of vazifeler
Türkisch - Englisch
task of
vazife
duty

I consider it my duty to help my parents. - Ben ebevenylerime yardım etmenin benim vazifem olduğunu hesaba katarım.

To obey the laws is everyone's duty. - Kanunlara uymak herkesin vazifesi.

vazife
portfolio
vazife
job
vazife
{i} mission
vazife
trust
vazife
post
vazife
(Ticaret) assignment
vazife
(Kanun) competence
vazife
service
vazife
task
vazife
place
vazife
duty, task, charge; situation, post
vazife
incumbency
vazife
commission
vazife
duty, responsibility
vazife
job, employment
vazife
situation
vazife
billet
vazife
berth
Türkisch - Türkisch

Definition von vazifeler im Türkisch Türkisch wörterbuch

VAZİFE
(Osmanlı Dönemi) Bir kimsenin yapmaya mecbur olduğu iş. Yapılması birisine havale edilen şey. Kıymet verilen iş
VAZİFE
(Osmanlı Dönemi) Ücret.Tarîk-ı Hakta çalışan ve mücahede edenler, yalnız kendi vazifelerini düşünmek lâzım gelirken, Cenab-ı Hakk'a aid vazifeyi düşünüp, harekâtını ona bina ederek hataya düşerler.Meşhurdur ki: Bir zaman İslâm kahramanlarından ve Cengiz'in ordusunu müteaddit defa mağlup eden Celâleddin-i Harzemşah harbe giderken, vüzerası ve etbaı ona demişler: "Sen muzaffer olacaksın; Cenab-ı Hak seni galip edecek." O demiş
Vazife
(Osmanlı Dönemi) KÜRSİ
vazife
Ödev: "Şimdi artık vazife bitmiş, gülüp eğlenmeye sıra gelmiştir."- R. N. Güntekin
vazife
Günlük ücret, yevmiye
vazife
Görev: "Nedim bugün vazifesine geç geldi."- A. Gündüz
vazife
Görev
vazife
Ödev
vazifeler
Favoriten