Tek başıma seyahat ettim.
- I traveled by myself.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
- Roger traveled from town to town in the west.
Dünyayı gezmek istiyorum.
- I would like to travel around the world.
Dünyayı gezmek istiyorum.
- I want to travel around the world.
Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi?
- Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?
Tom yalnız başına yolculuk etmek istemiyor.
- Tom doesn't want to travel alone.
Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
- Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.
- We're going to travel to Estonia at the beginning of next month.
O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.
- He never travels without taking an alarm clock with him.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
- Steve told me the tale of his travels.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
- She likes traveling best of all.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
- Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
Işık sesten daha hızlı hareket eder.
- Light travels faster than sound.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
- Would you like to travel abroad?
Hayalim dünyayı dolaşmaktır.
- My dream is to travel the world.
Tom, Avrupa'da dolaşmak istedi.
- Tom wanted to travel around Europe.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
- I had a chance to travel abroad.
Evinizden 10 km uzaktaki bir mağazaya gitmek istiyorsanız ve saatte 50 km hızla sürüyorsanız oraya varmak 12 dakikanızı alır.
- If you want to travel to a store located 10 km from your house, and you drive at 50 km/h, it would take you 12 minutes to get there.
Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor.
- Traveling by boat takes longer than going by car.
Tüm çevre kasabalardan insanlar lâhana salatası almak için Mary'nin çiftliğine gitti.
- People from all the surrounding towns traveled to Mary's farm to buy her coleslaw.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Üç gündür yolculuk yapmaktayız.
- We've been traveling for three days.
Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.
- Tom travels abroad to see the world.
Dan Linda'yı görmek için Londra'ya seyahat etti.
- Dan traveled to London to see Linda.
Hiç yalnız seyahat ettin mi?
- Have you ever travelled alone?
Onlar doğuya doğru seyahat etti.
- They travelled eastwards.
Our guide was a much traveled young man.
We climbed up a well traveled path.
travel to Spain.
I like to travel.
I’m off on my travels around France again.
I’ve travelled the world.
My drill press has a travel of only 1.5 inches.
... The furthest that life's ever traveled. ...
... world, traveled around America, played in different ...