İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.
- If you want to do good work, you should use the proper tools.
Mayuko zor iş yapmaktan kaçındı.
- Mayuko avoided doing hard work.
Saatlerce çalışmaktan yoruldum.
- I felt tired from having worked for hours.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
- They had been working together for common interests.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris I need to brush up my French.
Şimdiye kadar Shakespeare'in üç tane yapıtını okudum.
- I have read three of Shakspeare's works so far.
Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir.
- Darwin's work changes everything.
O, uzun süredir onlara yazmadı.
- He hasn't written to them in a long time.
O, onlara karşı çok nazikti.
- He was very kind to them.
Sen bana göre her şeysin.
- You are everything to me.
O, bana göre üç yıl kıdemli.
- She is senior to me by three years.
Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
- This book may well be useful to you.
Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Allow me to introduce Mayuko to you.
Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.
- We demanded that he explain to us why he was late.
Bay Hasimoto bize karşı adil.
- Mr. Hashimoto is fair to us.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
- You live next to somebody I work with.
Bunu başka birine söyle.
- Tell it to somebody else.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
- A check is a method of paying money to somebody.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Ne yapılacağı size kalmış.
- What to do is up to you.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Genellikle işten ne zaman ayrılırsın?
- What time do you usually get off your work?
General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
- General Motors laid off 76,000 workers.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Have you ever shown your scar to someone?
Bunun için anahtarınız var mı?
- Do you have the key to this?
Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim.
- In relation to this, I am to blame.
O çalışırken bir kaza yaptı.
- She had an accident while working.
Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
- Could you explain how the dishwasher works?
Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
- We had no choice but to leave the matter to him.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim.
- I'm pretty sure I'll get used to this eventually.
O elbiseyi buna tercih ederim.
- I prefer that dress to this one.
İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?
- How would you describe the culture of your workplace?
Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.
- I do a good job with my work.