tanımla

listen to the pronunciation of tanımla
Türkisch - Englisch
describing
{f} defined

These books have defined and shaped our culture. - Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.

Schopenhauer defined architecture as frozen music. - Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.

(Bilgisayar) identify on
(Bilgisayar) identify

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to. - Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.

{f} identified

She identified him as the murderer. - Onu bir katil olarak tanımladı.

Happiness is sometimes identified with money. - Mutluluk bazen parayla tanımlanır.

{f} declaring
declare
define

Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago. - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles). - Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.

{f} defining

Curiosity is a defining trait of human beings. - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.

{f} described

She described him as handsome. - O, onu yakışıklı olarak tanımladı.

He described his own experience. - O, kendi deneyimini tanımladı.

declared
characterize
tanımlamak
identify

Deer tracks are easy to identify. - Geyik izlerini tanımlamak kolaydır.

Chemical symbols are used to identify chemical elements. - Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.

tanımlamak
{f} describe

It's hard to even describe. - Bunu tanımlamak bile zor.

Linguistics is a science that tries to describe language. - Dilbilimi dili tanımlamak için çalışan bir bilim dalıdır.

tanımlamak
{f} define

It's a difficult term to define. - Bu, tanımlamak için zor bir terim.

Love is hard to define. - Aşkı tanımlamak zordur.

tahayyül et, tanımla, emret
(Askeri) visualize, describe, direct
tanımlamak
designate
tanımlamak
{f} portray
tanımlamak
{f} qualify
tanımlamak
label
tanımlamak
predefine
tanımlamak
(Arılık) identification
tanımlamak
{f} diagnose
tanımlamak
characterize
tanımlamak
answer
tanımlamak
illustrate
tanımlamak
to define, to describe tarif etmek
tanımlamak
be descriptive of
tanımlamak
to define

It is hard to define triangle. - Üçgen'i tanımlamak zor.

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

tanımlamak
picture
Türkisch - Türkisch

Definition von tanımla im Türkisch Türkisch wörterbuch

Tanımlamak
tarif etmek
tanımlamak
Bir kavramı bütün ögeleri ile eksiksiz anlatmak, özel ve değişmez niteliklerini sayarak bir şeyi tanıtmak, tarif etmek