We'll help you, okay?
- Biz size yardım ederiz, tamam mı?
My studies are going okay.
- Benim çalışmalar tamam olacak.
Alright, see you then.
- Tamam, görüşürüz o zaman.
If you need anything, you can call, alright?
- Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa arayabilirsin, tamam mı?
I think it's all right now.
- Sanırım o şimdi tamam.
If Bob had taken my advice, everything would be all right now.
- Bob benim tavsiyemi dinleseydi, şimdi her şey tamam olacaktı.
Yeah, show us your t... ranslations...
- Tamam, bize çevirilerini göster.
Everybody pulled their socks up, yeah.
- Herkes aklını başına devşirdi, tamam.
Yesterday, we finished constructing the new stage.
- Dün yeni aşama inşaatını tamamladık.
Yes, you're quite right.
- Evet, sen tamamen haklısın.
We're not totally ready yet.
- Biz henüz tamamen hazır değiliz.
I'm all packed and ready to go.
- Tamamen toparlandım ve gitmeye hazırım.
I haven't quite finished eating.
- Ben yemeği tamamen bitirmedim.
They finished eighty miles' journey.
- Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
We'll help you, okay?
- Biz size yardım ederiz, tamam mı?
Write me sometime, OK?
- Bir ara bana yaz tamam mı?
He bought the whole nine yards.
- O, dokuz yardın tamamını satın aldı.
Tom remained wide awake the whole night.
- Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
They finished eighty miles' journey.
- Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
- Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
He was covered all over with paint.
- O tamamen boyayla kaplanmıştı.
If you ask me, it's completely overblown.
- Bana sorarsanız bu tamamen abartılı.
If Bob had taken my advice, everything would be all right now.
- Bob benim tavsiyemi dinleseydi, şimdi her şey tamam olacaktı.
I am quite all right now.
- Ben şimdi tamamen iyiyim.
He has done the work completely.
- O, işi tamamen yaptı.
I think our work here is done.
- Sanırım buradaki işimiz tamam.
OK, we've got a deal.
- Tamam, bir anlaşmamız var.
Sally didn't exactly agree with Bill, but she supported him.
- Sally, Bill'le tamamen aynı fikirde değildi ama onu destekledi.
It isn't totally exact.
- O tamamen kesin değildir.
I think it's all right now.
- Sanırım o şimdi tamam.
It's all right, Tom. Everything's all right now.
- Tamam Tom. Şu anda her şey yolunda.
Tom is well aware of the problem.
- Tom sorunun tamamen farkındadır.
Tom can understand perfectly well.
- Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor.
He fully realizes that he was the cause of the accident.
- Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.
Tom is fully aware of the problem.
- Tom tamamen problemin farkında.
She has finished correcting the exercises.
- Alıştırmaları düzeltmeyi tamamladı.
You are entirely correct.
- Sen tamamen hatasızsın.
All is completed with this.
- Hepsi bununla tamamlandı.
He will think he has been completely forgotten.
- Tamamen unutulduğunu düşünecek.
I'll hide and you find me. O.K.?
- Saklanacağım ve sen beni bulacaksın. Tamam mı?
You're exactly right, Tom.
- Tamamen haklısın, Tom.
Sally didn't exactly agree with Bill, but she supported him.
- Sally, Bill'le tamamen aynı fikirde değildi ama onu destekledi.
Wait a minute, my laundry is done, I'll go hang out the washing.
- Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.
He has done the work completely.
- O, işi tamamen yaptı.