taşınan

listen to the pronunciation of taşınan
Türkisch - Englisch
carried
past of carry
taşı
{f} bear

He came bearing a large bunch of flowers. - O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.

Will the ice bear our weight? - Buz bizim ağırlığını taşıyabilecek mi?

taşı
convey

This sushi restaurant has a conveyor belt that carries sushi. - Bu suşi restoranının suşi taşıyan bir konveyör bantı var.

The pipe conveys water from the lake to the factory. - Boru, gölden fabrikaya su taşır.

uçakla taşınan
airborne
gemiyle taşınan
waterborne
taşı
(Bilgisayar) move

Few elephants would volunteer to move to Europe. - Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

taşı
(Bilgisayar) move of
taşı
(Bilgisayar) move to

I think it's time for me to move to the suburbs. - Sanırım varoşlara taşınmamın zamanıdır.

Few elephants would volunteer to move to Europe. - Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.

taşı
{f} carrying

Tom was carrying an armful of books. - Tom, bir kucak dolusu kitap taşıyordu.

Tom is carrying a violin under his arm. - Tom kolunun altında keman taşıyor.

taşı
bring in through
taşı
{f} transferred

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

taşı
{f} transfer

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

taşı
carry

He helped me to carry the bag. - Çantayı taşımam için bana yardımcı oldu.

Japanese women carry their babies on their backs. - Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.

taşı
brought in through
taşı
transport by
taşı
{f} tote
belde taşınan su kabı
moved to town water container
belde taşınan silahlar
(Askeri) side arms
deniz yolu ile taşınan
waterborne
deniz yoluyla taşınan
seaborne
deniz yoluyla taşınan askeri konteyner
(Askeri) military container moved via ocean
denizyolu ile taşınan
(Ticaret) sea-borne
denizyoluyla taşınan
waterborne
helikopterle taşınan
heliborne
her zaman taşınan faydalı şey
vade mecum
jet ile taşınan
jetted
konteynır ile taşınan
containerized
konteynır ile taşınan
containerised
su yolu ile taşınan
water-borne
taşı
carried

I carried three books. - Ben üç kitap taşıdım.

She carried that habit to her grave. - O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.

taşı
ferry

Tom offered to ferry us across the river in his boat. - Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.

A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea. - Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.