Planımızın bir sürü avantajı var.
- Our plan has lots of advantages.
Bir sürü insan vardı.
- There were lots of people.
Tom Fransızcayı çok fazla konuşmaz.
- Tom can't speak very much French.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Sana söyleyecek bir hayli şeyim var.
- I have a great deal to tell you.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Tom oldukça çok okur.
- Tom reads a great deal.
Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
- It would mean a great deal to me.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
- I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.