requiring little skill or effort

listen to the pronunciation of requiring little skill or effort
Englisch - Türkisch

Definition von requiring little skill or effort im Englisch Türkisch wörterbuch

easy
rahat

Bu basit sandalye oldukça rahattır. - This easy chair is quite comfortable.

Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız. - Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.

easy
kolay

Bu metni çevirmek çok kolay olacak. - Translating this text will be very easy.

Peyniri bıçakla kesmek kolaydır. - It's easy to cut cheese with a knife.

easy
{s} basit

Bu kitap bir çocuğun okuyabileceği kadar çok basittir. - This book is so easy that a child can read it.

Soruna basit bir çözüm muhtemelen mevcut. - There is probably an easy solution to the problem.

easy
varlıklı
easy
eziyetsiz
easy
sehil
easy
sorunsuz
easy
kolayca

İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir. - Statistics are easy to misinterpret.

Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı. - Sami always had pills within easy reach.

easy
kolaylıkla

Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir. - The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.

easy
asanlıkla
easy
asan
easy
{s} doğal

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır. - It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.

Radyoda doğal olarak konuşmak kolay değil. - It is not easy to speak naturally on the radio.

easy
{s} serbest
easy
{s} huzurlu
easy
z., k.dili. kolayca, rahatça
easy
(sıfat) basit, kolay, zahmetsiz, rahat, dertsiz, huzurlu, zevkli, uysal, serbest, doğal
easy
{s} uysal

Aynı anda hem geçimsiz hem de uysal, hem hoş hem de katısın. Ne seninle, ne de sensiz yaşayabilirim. - You are difficult and easy, pleasant and bitter at the same time; I can't live with or without you.

Tom babası kadar uysal görünüyor. - Tom seems as easy-going as his father.

easy
{s} zevkli
Englisch - Englisch
easy
requiring little skill or effort

    Silbentrennung

    re·quir·ing lit·tle skill or ef·fort

    Türkische aussprache

    rikwayrîng lîtıl skîl ır efırt

    Aussprache

    /rēˈkwīrəɴɢ ˈlətəl ˈskəl ər ˈefərt/ /riːˈkwaɪrɪŋ ˈlɪtəl ˈskɪl ɜr ˈɛfɜrt/
Favoriten