To relax, breathe slowly.
- Rahatlamak için, yavaş yavaş nefes alın.
In order to relax, I need to listen to soothing music.
- Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
That would be a relief.
- Bu bir rahatlama olur.
Tom's face showed his relief.
- Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
Sami showed Layla some relaxation exercises.
- Sami, Leyla'ya bazı rahatlama egzersizleri gösterdi.
Summer vacation always equals idleness and relaxation.
- Yaz tatili her zaman tembellik ve rahatlamaya eşittir.