Germany shares a border with France.
- Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
For the time being, I must share this room with my friend.
- Şimdilik, bu odayı arkadaşım ile paylaşmak zorundayım.
Do you want to share my dessert with me?
- Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?
He had to share the hotel room with a stranger.
- Bir yabancı ile otel odasını paylaşmak zorunda kaldı.
Fadil was making an effort to share Layla's passions.
- Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.
Germany shares a border with France.
- Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
Let's agree to share in the profits.
- Karı paylaşmada anlaşalım.
I shared my room with sysko.
- Ben odamı sysko ile paylaştım.
Tom, Mary and John shared the cost of the party.
- Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
Nakido is a file sharing platform.
- Nakido bir dosya paylaşım platformudur.
I'm sharing my flat with my brother.
- Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.
Personal life of Larry Ewing was shared in a website.
- Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.
I share the room with my sister.
- Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.
I don't mind sharing a room with Tom.
- Tom'la bir odayı paylaşmayı umursamıyorum.
I don't mind sharing my table.
- Ben benim masamı paylaşmayı kafama takmam.