oyalanmak

listen to the pronunciation of oyalanmak
Türkisch - Englisch
linger
mess around

I don't want to mess around. - Ben oyalanmak istemiyorum.

idle around
loiter
dally
to linger, to hang about, to dawdle; to amuse oneself
fool
be pleased with
piddle
fool about
hang out
disport oneself
play around
waste time
to be detained, put off, distracted, or amused
dilly dally
fribble
potter
amuse oneself
footle
to distract oneself, keep oneself amused (in order to ward off boredom or sadness)
monkey around
fool around
be amused
delay
frivol
(ile) potter at
{f} tarry
{k} (deyim) hang around

You don't have to hang around if you don't want to. - İstemiyorsan oyalanmak zorunda değilsin.

fiddle around
lingering
horse around
goof around
fiddle
play for time
dillydally
potter about
stall
piss about
piss around
parish pump
{f} stay
{f} procrastinate
trifle with
{f} trifle
tiddledywinks
putter
{f} lag
{k} (deyim) hang about
oyalanma
diversion
oyalanma
{i} distraction

I want a distraction. - Ben bir oyalanma istiyorum.

oyalanma
recreation
oyalanma
lingering
oyalanma
tarry

Do not tarry in the forest; there is danger there. - Ormanda oyalanmayın; orada tehlike var.

oyalanma
procrastination
oyalanma
amusement
oyalanma
dalliance
oyalanma
disport
ufak işlerle oyalanmak
potter
ufak işlerle oyalanmak
potter about
Türkisch - Türkisch
Oyalamak işine konu olmak
Vakit geçirmek: "Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik."- N. Cumalı
Oyalama işine konu olmak: "Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı."- T. Buğra
Boşuna zaman harcamak
Vakit geçirmek
Beklemek
eğlenmek
Oyalanma
eğlenme
oyalanma
Oyalanmak işi
oyalanmak
Favoriten